6. sınıf Türkçe ata yayıncılık Vermek Çoğalmaktır Metni Sayfa 10, 11, 12, 13, 14 cevapları en güncel en doğru haliyle sitemizde bulabilirsiniz. 6.sınıf türkçe vermek çoğalmaktır metninin cevapları ata yayıncılık tüm etkinlikleri ve doğru cevapları için aşağıdaki bağlantılara tıklayınız.
6. sınıf türkçe 1. tema erdemler etkinlikleri 1. okuma metni vermek çoğalmaktır detaylı cevapları için sayfanın aşağısına bakınız. 6. sınıf Türkçe ata yayıncılık diğer temaların ve etkinliklerin cevabı için (tüm ders kitabı cevapları) için buraya tıklayınız.
Şunlar da ilginizi çekebilir;
6.Sınıf Türkçe Vermek Çoğalmaktır Metni Etkinlik Cevapları Ata Yayıncılık
- 6.sınıf ata yayıncılık cevapları SAYFA 10 (Vermek Çoğalmaktır Metni)
- 6.sınıf ata yayıncılık cevapları SAYFA 11 (Vermek Çoğalmaktır Metni)
- 6.sınıf ata yayıncılık cevapları SAYFA 12 (Vermek Çoğalmaktır Metni)
- 6.sınıf ata yayıncılık cevapları SAYFA 13 (Vermek Çoğalmaktır Metni)
- 6.sınıf ata yayıncılık cevapları SAYFA 14 (Vermek Çoğalmaktır Metni)
6. Sınıf Ata Yayıncılık Sayfa 10 Cevapları Vermek Çoğalmaktır
Hazırlık Çalışması
1)Cömertlik nedir?
Cevabı: Cömertlik; yardım etme alışkanlığına verilen bir isimdir. Cömertlik, hiçbir karşılık beklemeden iyilikte, bağışta bulunmak demektir. Cimriliğin zıddır.
Cömert insanın özellikleri nelerdir?
Cevabı: Cömert kişi sahip olduklarını esirgemeden, hiçbir tereddüt yaşamadan paylaşır.Yaptıkları yardımlarında ferdi menfaat gözetmezler.Cömert insanlar, kendileri yemekten çok başkasına ikram etmekten zevk alırlar. Onların kapıları, sofraları ve kalpleri sürekli açıktır. Güler yüzlü, tatlı dillidirler. Maddi durumları ne olursa olsun, az çok demeden, sürekli bir şeyler ikram ederler.
2.Etrafınızda cömert olduğunu düşündüğünüz kimse bir kimse var mı?Bu kişinin cömert olduğunu hangi davranışlarından anlıyorsunuz?
Cevabı: Evet. Etrafındaki ihtiyaç sahibi olan herkese yardım ediyor.Evlerine gittiğimizde ikramlarda bulunuyor.İnsanlara hediye vermeyi seviyor.
6. Sınıf Ata Yayıncılık Sayfa 11 Cevapları Vermek Çoğalmaktır
6. Sınıf Ata Yayıncılık Sayfa 12 Cevapları Vermek Çoğalmaktır
1. Etkinlik
- Kısmet
- Şefkat
- İlim
- Medrese
- Rahmet
- Nişan
- İkram
- Şöhret
6. Sınıf Ata Yayıncılık Sayfa 13 Cevapları Vermek Çoğalmaktır
2.Etkinlik
a)Aşağıdaki cümlelerde yer alan deyimlerin altını çiziniz.
Bana mı? Talebenin yüzü kızardı. (Yüzü kızarmak.)
O tefekkürüyle ve ince düşünüşüyle medresede şöhret kazanmış bir gençti.(İnce düşünmek.)
Aşçı, üzümlerin güzelliğine hayran olmuştu. (Hayran olmak)
b)Altını çizdiğiniz deyimlerin anlamlarını TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nden yararlanarak yazınız.
Yüzü kızarmak: Utanmak
“Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı.”
İnce düşünmek:Bir konuyu etraflıca ,bütün ayrıntılarıyla, insana faydalı olmak için düşünmek.
Hayran olmak: Birine ya da bir şeye karşı hayranlık duyan, o şeyi ya da kimseyi aşırı ölçüde beğenen (kimse).
3.Etkinlik
Aşağıdaki soruları,okuduğunuz metinden hareketle yanıtlayınız.
1.Köylü, talebeye ne hediye etmiş?
Bir salkım üzüm hediye etmiş.
2.Talebe,hediye veren köylüye hangi cevabı vermiş?
Teşekkür ederim.Onları hemen hocama götüreceğim ,ikramınıza çok memnun olacaktır demiş.
3.Köylü neden ısrarla hediyeyi kapıyı açan talebeye vermek istemiş?
Çünkü, köylü ne zaman kapıyı çalsa kapıyı talebe açıyormuş.Ne zaman üzümleri kuraklıktan kırılsa talebe her gün köylüye yiyecek ekmek veriyormuş.
4.Hediyeyi kabul eden talebe,onu kime ikram etmek istemiş?Daha sonra hediye başka kimlere hediye edilmiş?
Talebe üzümü kendisine ilim ve hikmeti öğreten hocasına ikram etmek istemiş.Üzüm başka medresedeki hasta talebe ,medresenin aşçısına hediye edilmiş.
5.Hikayenin sonunda hediyenin tekrar kendisine döndüğünü gören talebe,hediyeyle ilgili neyi anlamış?
Talebe üzümler tekrar kendisine dönünce bu üzümlerin gerçektende kendi kısmeti olduğunu anladı:Cömertlik,dostluğun parlak bir nişanıydı.
DİKKAT!!!
4.Etkinlik
Okuduğunuz metnin konusu ve ana fikri uygun başlığın altına yazınız.
Metnin konusu: Cömertlik ve cömertliğin insana sağladığı fayda.
Metnin ana fikri: Yapılan hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz.
6. Sınıf Ata Yayıncılık Sayfa 14 Cevapları Vermek Çoğalmaktır
Cevaplar resmin altındadır.
5.Etkinlik
Hediyeyi ilk kabul eden talebenin yerinde siz olsaydınız verilen hediyeyle ne yapardınız?
İhtiyacım kadarını alır ve arkadaşlarımla paylaşırdım.
6. Etkinlik
Öğretmenimizin hazırlıksız konuşma yöntemiyle ilgili açıklamalarını dikkatle dinleyiniz.Ardından cömertlik,yardımseverlik,dostluk konularndan birini seçiniz ve seçtiğiniz konuyla ilgili hazırlıksız konuşma yapınız.
Cömertlik: Cömertlik, birisinin bir şeyi istemesini veya hak etmesini beklemeden verebilmektir. Gösteriş yapmadan, kimseyi incitmeden, yapılanı başa kakmadan, sahibine göre değerli olan maldan, karşılık, teşekkür ya da övülme beklemeden yapıldığında anlam kazanır. Cömert kimse veren değil, verdiğine sevinen kişidir.
Cömert kimsenin kazancı ve malı bereketli olur.
Yardımseverlik: Bir başkasına ya da herhangi bir canlıya, yardım etmekten dolayı sevinç, mutlu ve huzurlu olma gibi pozitif duyguların yaşanmasına yardımseverlik denir
Hayatta her insanın maddi ya da manevi durumları eşit olmayabilmektedir. Kimi zaman bazı insanlar lüks içinde yaşarken, bazı insanlar ise karınlarını zor doyurabilmektedir. Maddi ya da manevi herhangi bir konu ile ilgili yardıma muhtaç olan kimselere yardım edilmesi durumuna yardımseverlik adı verilir. Yardımseverlik kavramını benimseyen ve hayatında önemli bir yere koyan kişilere ise yardımsever denmektedir.
Dostluk: Birbirine değer veren iki kişi arasında kurulan sevgi bağı.Çok emek harcamayı gerektirir, ama ödülü de büyüktür; zira dostluk dünyadaki en değerli mutluluk kaynaklarından birisidir.
7.Etkinlik
Aşağıdaki hikaye haritasını ‘Vermek Çoğalmaktır’ metninden hareketle doldurunuz.
Şahıs ve Varlık Kadrosu:
Talebe,köylü,hoca,medresedeki hasta çocuk,medresenin aşçısı,üzümler.
Mekan:Medrese
Zaman:Bir zamanlar,zaman belirtilmemiş.
Olay Örgüsü:Köylünün medreseye üzüm getirmesi,talebenin üzümleri hocasına vermesi,Hocasının üzümleri medresedeki hasta çocuğa vermesi,Hasta çocuğun üzümleri medresenin aşçısına vermesi,Aşçının üzümlerin güzelliğini takdir etmesi için talebeye vermesi.
Anlatıcı: 3. şahıs.Anlatıcı hikayenin karakterlerinden değildir.
DİKKAT!!!
8.Etkinlik
Okuduğunuz hikayeden hareketle defterinize cömertlik konulu bir hikaye yazınız.
Zeynep her zaman olduğu gibi okula gidecektir. Annesi ona poğaçalar hazırlamıştı beslenme çantasına koydu yanına meyve suyu da koymuştur. Zeynep bugün çok sevinçliydi en sevdiği poğaçalar ile birlikte okula gidecekti. Sınıfında fakir ve aç olan Erhan Zeynep’in iyi arkadaşlarından birisidir.
Dersler bittikten sonra beslenme zamanı gelmişti masasına sofra bezini sererek çantasının içinden poğaçalarını çıkartır. Meyve suyunu da masaya koyduktan sonra Erhan’ın öyle masasında oturduğunu görünce çok üzülür. Uzun zamandır aynı şekilde bir şey yemezdi okul çıkışında belki evde yiyecekti ne zaman sorsa sabah kahvaltı yaptığını söylüyordu. Zeynep dayanamadı karnının aç olduğunu anlamıştı büyük bir cömertlikle kendisini çağırdı poğaçaların çok olduğunu söylemesi ile davet etti. İştahla yemeye başlayan Erhan çok mutlu olmuştu Zeynep’in yaptığı bu cömertliğine karşı her zaman en iyi dostu olacağını söyledi. Zeynep’te olanlara çok sevinmişti.
Gelecek Derse Hazırlık
1.Mektubun tarihi gelişimiyle ilgili araştırma yapınız ve edindiğiniz bilgileri defterinize not alınız.
Dilimize Arapçadan geçen mektubun tarihi, yazının bulunduğu döneme kadar uzanmaktadır. MÖ 15-14. yüzyıllarda yazılan, Mısır firavunlarına ve Hitit krallarına ait diplomatik mektuplar bulunmuştur. 15. yüzyılda kâğıdın bulunması ile yaygın bir İletişim aracı hâline gelmiş, türe ait özellikler belirginleşmiştir. Latin Edebiyatı Dönemi’nde Cicero ve Horatius mektup türünde eserler yazmıştır. Türün ustaları ise ancak 18-19. yüzyılda yetişmiştir. Mme de Sevigne (Mim Dö Sevig), Voltaire (Volter), Rousseau (Ruso) bu türün ustalarındandır.
Mektup Türk edebiyatında da öteden beri kullanılmıştır. Divan edebiyatında mektupların bir araya getirildiği “münşeat”larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Divan edebiyatı sanatçıları mektubu daha çok, bir edebî tür olarak görmüşler ve mektuplarında süslü, ağır bir dil kullanmışlardır. Fuzuli’nin Şikâyetnamasi edebiyatımızdaki en ünlü mektuplardan biridir.
Mektup türü, Tanzimat Edebiyatı Dönemi’nde gelişmeye başlamıştır. Namık Kemal’in Avrupa’dan, Magosa’dan, Rod0s’tan yazdığı mektuplar meşhurdur. Abdülhak Hamit Tarhan’ın Mektuplar, Muallim Naci’nin Muhaberâtve Muhâverât adlı eserleri bu dönemde kitap hâline getirilen mektuplardan bazılarıdır.
Tanzimat’tan sonra yazılan mektuplarda içten ve doğal bir dil kullanılmıştır. Mektup geleneği Cumhuriyet Dönemi’nde de devam etmiştir. Nurullah Ataç’ın Okura Mektuplar, Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mektuplar, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ziyaya Mektuplar, Nazım Hikmet’in Kemal Tahire Hapishaneden Mektuplar adlı eserleri bu dönemde yazılan mektup türündeki eserlerdir.
2.Çoklu medya ortamından yada yazılı kaynaklardan bir edebi mektup örneği belirleyiniz ve belirlediğiniz mektubu defterinize yazınız.
Ankara, 27 Ocak 1944
Kardeşim Kaplan,
Bir yığın can sıkıntısı, üzüntü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmek lazımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum için bundan mesudum. Orhan Seyfi biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey’in biraderi, Raks manzumesi için yaptığı latif tenkitten sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyormuş. Tabii görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses müşabehetini mısranın sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekli kafiyenin şiirde yeri olduğuna inanırım. Tedaviyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini, kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülasa kendisini tamamlamış yahut tamamlamamış idee poetiçue (ide poetik)in kendisidir. “Mest kendi güler altındaki rahş oynardı” mısrayı tek başına kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf yüzlerce mısra tanırım ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur. Merhum Cenab’ın dediği gibi, baston sapı gibi mısradan ayrı kafiye. Hülasa kendi zaviyelerine göre haklıdırlar. Fakat ben onların haklarından bir şey anlamadım. Ne ise… Kitabın müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık. Canım neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapıyorum. Çok yorgunum. Başımda bir de Erzurum yazısı var. Behice’ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeşim.
Ahmet Hamdi TANPINAR Güzel Yazılar, Mektuplar
Cidden baya iyi bir te bundan sonra burdayım
güzel
Bu site aşşşşşırııı güzeeeel çok tşkkkkkkkkkkkkk iki saat aradım sonunda buldum bu site aşırı iyi yarın türkçe dersim var tekrar teşekkürleeeeeeeeeerrr
napim
çooooooooooooooook iyidi
benide cok mutlu etti
Bilemiyorum deniycem fazla aynılarını yazmamaya çalıştım belki kitabın cevapları ile aynı olur diye neyse çoksel
Haaaaaaaarrrrrrrriiiiiiiiiikkkkkkkaaaaaa bir site kac saat aradim bu cevaplari burda buldum sonunda???????????????????????? çok mutlu etti beni bu siteeee
çokkkkkkselllllllllll tşkkkkkkkkkk
Aynennnnn
her şey için teşekkkkkkkkkkkkkuüüuuüuüüurler
hocan ödev verdi değilmi benimde
Yes Ay dozont